Bir kişinin onur şeref ve saygınlığını zedeleyecek somut, sözlü veya yazılı eylemdir.
Bu başlıkta, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 125’inci maddesinde düzenlenen “Hakaret” suçu, özet olarak incelenmiştir. Bu maddenin birinci fıkrasında hakaret suçunun basit şekli düzenlenmiş, devam eden fıkralarda ise, bu suçun nitelikli hâlleri hüküm altına alınmıştır.
Hakaret Suçunun Cezası
Hakaret suçunun cezası, suçun basit veya nitelikli şekillerinden hangisinin işlendiğine bağlı olarak değişiklik gösterir. Hakaret suçu cezası en az 20 TL ve en fazla 100 TL, bir gün karşılığı olacak şekilde 5 günden az ve 730 günden fazla olmamak üzere hesaplanır. Bu durumda hâkimin takdirine göre 100 TL ile 73,000 TL arasında cezaya hükmedilebilir.
Hakaret Suçunun Temel Halinin Cezası (TCK 125/1)
Hakaret suçunun basit şeklinde, yani kamu görevlisi olmayan bir kişinin yüzüne karşı işlenmesi durumunda, ceza 3 aydan 2 yıla kadar hapis veya adli para cezasını içerebilir. Suçun basit şeklinde, hakim ya hapis cezası ya da adli para cezası verecektir; ancak her iki ceza aynı anda verilemez. Hakimler, verdikleri kararları gerekçelendirmekle yükümlüdürler.
Nitelikli Hakaret Suçu Cezası(TCK 125/3)
Hakaret suçunun nitelikli hallerinde ceza, 1 ila 2 yıl arasında değişir. Bu nitelikli haller arasında mağdurun bir kamu görevlisi olması (avukat, hakim, memur vb.) ve hakaretin bu görevle ilgili olması, ayrıca kişinin mensup olduğu dinin kutsal değerlerine veya din özgürlüğünün kullanılmasına hakaret edilmesi bulunmaktadır. Bu durumlar, cezanın ağırlaştırılmış nitelikli hakaret suçu olarak değerlendirilmesine neden olabilir.
Alenen Hakaret Suçu Cezası (TCK 125/4)
Hakaretin alenen işlenmesi durumunda ceza, 1/6 oranında ayrıca arttırılacaktır. Örneğin, bir televizyon programında veya bir cadde üzerinde yüksek sesle hakaret etmek, hakaret suçunun alenen işlenmesine yol açar.
Aleniyetin gerçekleşmesi için olay yerinde başkalarının bulunması yeterli olmadığı gibi bir şart da değildir. Ölçü, hakaret içeren söz veya davranışın belirlenemeyen sayıda kişi tarafından görülme, duyulma ve algılanabilme olasılığının bulunduğu durum olarak tanımlanmaktadır. Hakaret suçunda aleniyetin gerçekleşmesi için herhangi bir sınırlama olmaksızın herkese açık yerlerde işlenmesi gerekmektedir. Ancak, bu herkese açıklığın tanımı zaman içinde değişebilir. Örneğin, evden gönderilen bir mesajın neden olduğu sosyal medya üzerinde gerçekleşen hakaret durumu da aleniyet olarak kabul edilebilir.
Kurul Halinde Çalışan Kamu Görevlilerine Hakaret Suçu Cezası (TCK 125/5)
Kurul halinde görev yapan kamu görevlilerine görevleri nedeniyle hakaret edilmesi durumunda, zincirleme suç hükümleri gereği belirlenen cezanın miktarı ayrıca 1/4 ile 3/4 arasında arttırılacaktır. Örneğin, kamu görevi icra eden disiplin kurulu heyetine veya mahkeme heyetine yönelik hakaret suçlarında, suçun nitelikli şeklinden kaynaklı ceza daha da arttırılacaktır.
Karşılıklı Hakaret Suçu ve Cezası TCK 129/3
TCK madde 129/3’e göre, hakaret suçunun iki kişi tarafından karşılıklı işlenmesi durumunda, “karşılıklı hakaret suçu” ortaya çıkar. Karşılıklı hakaretin aynı zaman diliminde gerçekleşmesi şart değildir. Örneğin, medya aracılığıyla kendisine “yılan” denildiğini öğrenen bir kişinin, birkaç gün sonra karşı tarafa “kertenkele” demesi durumunda karşılıklı hakaret suçu oluşur.
Karşılıklı hakaret suçu işlendiğinde, mahkeme taraflardan birine veya her iki tarafa ceza vermeme veya cezayı 1/3’e kadar indirme yetkisine sahiptir.
TCK 125 Hakaret Suçu :
Hakaret Madde 125: (1) Bir kimseye onur, şeref ve saygınlığını rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnat eden (…) veya sövmek suretiyle bir kimsenin onur, şeref ve saygınlığına saldıran kişi, üç aydan iki yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır. Mağdurun gıyabında hakaretin cezalandırılabilmesi için fiilin en az üç kişiyle ihtilat ederek işlenmesi gerekir. (2) Fiilin, mağduru muhatap alan sesli, yazılı veya görüntülü bir iletiyle işlenmesi halinde, yukarıdaki fıkrada belirtilen cezaya hükmolunur. (3) Hakaret suçunun;
Kamu görevlisine karşı görevinden dolayı,
Dini, siyasi, sosyal, felsefi inanç, düşünce ve kanaatlerini açıklamasından, değiştirmesinden, yaymaya çalışmasından, mensup olduğu dinin emir ve yasaklarına uygun davranmasından dolayı,
Kişinin mensup bulunduğu dine göre kutsal sayılan değerlerden bahisle, İşlenmesi halinde, cezanın alt sınırı bir yıldan az olamaz.
(4) (Değişik: 29/6/2005 – 5377/15 md.) Hakaretin alenen işlenmesi halinde ceza altıda biri oranında artırılır.
(5) (Değişik: 29/6/2005 – 5377/15 md.) Kurul hâlinde çalışan kamu görevlilerine görevlerinden dolayı hakaret edilmesi hâlinde suç, kurulu oluşturan üyelere karşı işlenmiş sayılır. Ancak, bu durumda zincirleme suça ilişkin madde hükümleri uygulanır.
Hakaret Suçunun Özellikleri
Soruşturma Usulü
Hakaret suçunun temel hali, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’na göre takibi şikayete bağlı bir suçtur. Bu, demek oluyor ki cumhuriyet savcısı, mağdurun şikayeti üzerine soruşturma işlemlerine başlayabilir. Ancak, TCK’daki şekli bakımından hakaret suçunun kamu görevlisine, dini, siyasi, sosyal, felsefi inanç, düşünce ve kanaatlerini açıklamasından, değiştirmesinden, yaymaya çalışmasından, mensup olduğu dinin emir ve yasaklarına uygun davranmasından dolayı ve kişinin mensup bulunduğu dine göre kutsal sayılan değerlere hakaret etmesi de mümkündür.
Eğer hakaret suçu kamu görevlisine karşı görevinden dolayı işleniyorsa (Cumhurbaşkanına hakaret dahil), şikayet bir dava şartı olmaktan çıkarılmıştır. Bunun temel sebebi, kamu yönetiminin itibarının korunmasının kamu görevlisinin şeref ve itibarından daha öncelikli olmasıdır. Sonuç olarak, hakaretin diğer şekilleri bakımından ise şikayet, hala soruşturma şartı olmaya devam etmektedir.
Kovuşturma Usulü
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 125. maddesinin 3. fıkrasında belirtilen “kamu görevlisine karşı görevinden dolayı işlenmesi” durumunda (Cumhurbaşkanına hakaret de dahil), hakaret suçunun soruşturulması ve kovuşturulması şikayete tabi olmayıp re’sen gerçekleştirilir. Ancak, diğer tüm durumlarda hakaret suçunun soruşturulması ve kovuşturulması, mağdurun/mağdurenin veya belirli şartlar mevcut olduğunda suçtan zarar gören üçüncü kişilerin şikayetine tabidir.
Gözaltı Hükümleri
Hakaret suçunu oluşturan eylem ve davranışlar, hukuka aykırı olmakla birlikte, nitelik itibariyle hürriyetin kısıtlanmasıyla ölçülü olmayan bir haksızlık derecesine sahiptir. Bu nedenle, yalnızca bu suçun varlığı gerekçesiyle bir kişinin gözaltına alınması, hukuka aykırı olacaktır.
Tutuklama Tedbiri
CMK’nın 100. maddesi uyarınca tutuklama hükümlerinin uygulanabilmesi için kuvvetli suç şüphesini gösteren somut delillerin ve bir tutuklama nedeninin varlığının olması gerekmektedir. Ancak, bu madde kapsamında sayılan suçlar arasında TCK 125 hakaret suçu bulunmamaktadır. Dolayısıyla, teorik olarak mümkün olsa da, ölçülülük prensibi göz önünde bulundurularak, yalnızca hakaret suçunun işlendiği gerekçesiyle tutuklama tedbirine hükmedilmemesi önemlidir.
Buna rağmen, sulh ceza hakimi, şüpheli veya sanığın davranışlarından dolayı delillerin yok edilmesi, gizlenmesi veya değiştirilmesi, tanık, mağdur veya başkaları üzerinde baskı yapılması girişiminde bulunma gibi durumlarda kuvvetli şüphenin mevcut olduğu durumda tutuklama koruma tedbirine karar verebilir. Ancak bu kararın, ölçülülük prensibine uygun bir şekilde verilmesi önemlidir.
Uzlaşma Kurumu
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 253. maddesi uyarınca soruşturulması ve kovuşturulması takibi şikayete bağlı olan suçlar uzlaştırma kapsamındadır. Bu bağlamda, hakaret suçu da uzlaştırma kurumunun işletilebileceği veya uzlaşılabilecek suçlar arasında yer alır. Ancak, kamu görevlisine karşı görevinden dolayı işlenen hakaret suçu ve cumhurbaşkanına hakaret suçu uzlaştırma kapsamında bulunmayan suçlardır. Çünkü bu suçların takibi, şikayete tabi olmayıp suçun mağduru kamu görevlisi veya kamudur.
Korunan Hukuki Değer
Hakaret suçunda korunan hukuki değer, TCK 125’e göre şeref ve sosyal saygınlıktır. TCK 125’in gerekçesinde de hakaret fiilinin cezalandırılmasıyla korunan hukuki değerin, bireylerin şerefi, haysiyeti ve namusu, toplum içindeki itibarı ile diğer fertler nezdindeki saygınlığı olduğu açıkça belirtilmektedir.
Hakaret Suçunun Unsurları
1-Maddi Unsur
a-Fail
Bu suç açısından fail herhangi bir özellik taşımamaktadır. Kadın veya erkek, herhangi bir birey bu suçun faili olabilir. Ancak detaylı bir inceleme yapıldığında, kanun koyucunun hakaret suçu bakımından tüzel kişilerin (şirket, dernek, vakıf vb.) sorumluluğunu kabul etmek istemediği sonucuna varılmalıdır.
b-Mağdur
TCK 125’de “bir kimse” denmektedir. O halde mağdurun sıfatı herhangi bir özellik taşımamaktadır. Dolayısıyla suçun mağduru herhangi bir kimse olabilecektir.
c-Fiil
TCK 125. madde, suçun oluşması için somut bir fiil veya olgu isnat edilmesini veya sövmeyi gerektirir. Bu nedenle suç unsurunun oluşması için mağdura yöneltilen isnadın belirli olması şart değildir. Önemli olan, isnat edilen fiil veya olgunun, veya sövmenin “bir kimsenin onur, şeref ve saygınlığını rencide edebilecek nitelikte” olup olmamasıdır. Eğer bu nitelikte değilse, mağdurun kendi şerefinin ve onurunun lekelendiğini iddia etmesi yeterli değildir. Her olayın kişisel ve sübjektif olduğu, meydana gelen hukuka aykırılığın değerlendirilmesi ve haksızlık derecesinin belirlenmesi bakımından objektif bir değerlendirmeye tabi olacağı önemlidir. Başka bir deyişle, kişinin kendi şeref ve onuru hakkında gösterdiği aşırı hassasiyet, fiile böyle bir nitelik kazandırmaz.
TCK 125. madde gereğince, “Mağdurun gıyabında hakaretin cezalandırılabilmesi için, fiilin en az üç kişiyle ihtilat ederek işlenmesi gerekir.” hükmünü içermektedir.
2-Manevi Unsur
Bu suç, kasten işlenebilen bir suçtur. TCK’da ayrıca belirtilen suçlardan olmadığı için taksirle işlenmesi mümkün değildir. Bu, failin fiili işlerken kastının, madde tarafından öngörülen hukuki değeri ihlal ederek suçun unsurlarını gerçekleştirmeye yönelik olması gerektiği anlamına gelir.
Suçun Özel Görünüş Hâlleri
Suça Teşebbüs
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 35. maddesinde düzenlenmiştir. Suça teşebbüs, kişinin, işlemeyi kastettiği bir suçu elverişli hareketlerle doğrudan doğruya icraya başlayıp da elinde olmayan nedenlerle tamamlayamaması durumunu ifade eder.
Teşebbüs aşamasında kalmış bir eylem için verilecek ceza, meydana gelen zarar veya tehlikenin ağırlığına göre belirlenir. Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası yerine onüç yıldan yirmi yıla kadar, müebbet hapis cezası yerine dokuz yıldan onbeş yıla kadar hapis cezasını içerir. Diğer durumlarda ise verilecek ceza, cezanın dörtte birinden dörtte üçüne kadar indirilir.
Hakaret suçu, tehlike suçu olması nedeniyle kural olarak teşebbüs kapsamında değildir. Ancak, örneğin, fail hakaret içeren bir mektubu postaya verir ve bu mektup mağdura ulaşamadan mağdurun karısı tarafından açılır ve imha edilirse, suçun teşebbüs aşamasında kaldığı söylenebilir. Bu durumda, hakaret suçunun huzura eşit sayılan yazılı araçlardan biriyle işlenmiş olması haline münhasır olmak üzere, bu suça teşebbüs mümkündür.
Suça İştirak
Suça iştirak, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 37. maddesinde “Faillik”, 38. maddesinde “Azmettirme”, 39. maddesinde “Yardım Etme” ve 40. maddesinde “Bağlılık Kuralı” başlığı altında düzenlenmiştir. Ancak, suça iştirak bu suç bakımından bir özellik göstermez.
Suçların İçtimaı
Hakaret suçunun birden fazla farklı kişiye karşı işlenmesi durumunda, mağdur sayısınca suçun oluştuğu ifade edilmelidir. Hakaret suçu, zincirleme suç şeklinde de işlenebilir. Örneğin, bir suç işleme kararının icrası kapsamında aynı şahıs hakkında farklı zamanlarda hakaret suçu işlenebilir. Bu durumda, aynı fiille aynı zamanda birden fazla kişiye karşı da işlenebilecektir. Ancak, bu durumda tek bir cezaya hükmedilecek, ancak bu ceza, dörtte birinden dörtte üçüne kadar arttırılacaktır. Hakaret suçunda içtima hükümlerinin uygulanmasına engel bir durum söz konusu değildir.
Tekerrür
Suçta tekerrür ve özel tehlikeli suçlular, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 58. maddesinde düzenlenmiştir. Önceden işlenen suçtan dolayı verilen hüküm kesinleştikten sonra yeni bir suçun işlenmesi halinde, tekerrür hükümleri uygulanır. Bu kapsamda cezanın infaz edilmiş olması gerekmez.
Şüphelinin adli sicil kaydında sabıkası varsa ve silinme koşulları henüz oluşmamışsa, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 58. maddesi uyarınca, tekerrüre esas sabıkası bulunduğu takdirde, tekerrür hâlinde hükmolunan ceza, mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilir. Ayrıca, mükerrir hakkında cezanın infazından sonra denetimli serbestlik tedbiri uygulanır.
Hukuka Aykırılık
Suç ve cezalarda kanunilik ilkesi geçerlidir. Bu nedenle suç ve ceza öngören kanunlardaki düzenlemelerde suçun unsurlarını meydana getiren fail cezalandırılır. Ancak, bir hukuka uygunluk sebebi veya kusurluluğu ortadan kaldıran bir sebep bulunduğu takdirde, fiil ya hukuka uygun hale gelir ve suç unsuru oluşturmaz ya da kusur yeteneği ortadan kalktığı ölçüde ceza verilemez.
Hakaret suçunda, hukuka aykırılığı kaldıran neden olarak, tahrik edici fiilin muhatabının rızasının bulunması, fiili suç olmaktan çıkarır.
Hakaret Suçlarında Görevli Mahkeme
Hakaret suçunun cezası, üç aydan iki yıla kadar hapis veya adli para cezası olarak belirlenmiştir dolayısıyla hakaret suçu bakımından görevli mahkeme Asliye Ceza Mahkemesidir.
Hakaret Suçlarında Yetkili Mahkeme
Çeşitli ihtimaller Ceza Muhakemesi Kanunu’nda düzenlenmiş olmakla birlikte ve somut olayın özelliklerine göre değerlendirilmesi gerekmekle birlikte, hakaret suçunun kovuşturma aşamasını yürütecek olan yetkili yargı mercii esasen hakaret suçunun işlendiği yer mahkemesidir.
Hakaret Suçu ve Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması
Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması (HAGB), sanığın 5 yıl boyunca gözlenmesini içerir ve bu süre zarfında verilen hüküm herhangi bir sonuç doğurmaz. İsminden de anlaşılacağı gibi, henüz açıklanmış bir hüküm bulunmamaktadır. Sanık, bu süre içinde yeni bir suç işlemezse, hakkındaki dava düşer ve herhangi bir sonuç doğurmaz.
HAGB kararı verilmesinin önemli şartlarından biri, mağdurun uğradığı zararın giderilmesidir. Hakaret suçu bağlamında dikkate alınması gereken önemli bir husus, HAGB kararı için suçtan kaynaklanan doğrudan bir maddi zarar olmadan, zararın giderilmesi şartının aranmamasıdır. HAGB için kişinin uğradığı manevi zarar dikkate alınmaz.
Hakaret Suçu Nedir ?
Bir kişinin onur şeref ve saygınlığını zedeleyecek somut, sözlü veya yazılı eylemdir.
Bu başlıkta, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 125’inci maddesinde düzenlenen “Hakaret” suçu, özet olarak incelenmiştir. Bu maddenin birinci fıkrasında hakaret suçunun basit şekli düzenlenmiş, devam eden fıkralarda ise, bu suçun nitelikli hâlleri hüküm altına alınmıştır.
Hakaret Suçunun Cezası
Hakaret suçunun cezası, suçun basit veya nitelikli şekillerinden hangisinin işlendiğine bağlı olarak değişiklik gösterir. Hakaret suçu cezası en az 20 TL ve en fazla 100 TL, bir gün karşılığı olacak şekilde 5 günden az ve 730 günden fazla olmamak üzere hesaplanır. Bu durumda hâkimin takdirine göre 100 TL ile 73,000 TL arasında cezaya hükmedilebilir.
Hakaret Suçunun Temel Halinin Cezası (TCK 125/1)
Hakaret suçunun basit şeklinde, yani kamu görevlisi olmayan bir kişinin yüzüne karşı işlenmesi durumunda, ceza 3 aydan 2 yıla kadar hapis veya adli para cezasını içerebilir. Suçun basit şeklinde, hakim ya hapis cezası ya da adli para cezası verecektir; ancak her iki ceza aynı anda verilemez. Hakimler, verdikleri kararları gerekçelendirmekle yükümlüdürler.
Nitelikli Hakaret Suçu Cezası (TCK 125/3)
Hakaret suçunun nitelikli hallerinde ceza, 1 ila 2 yıl arasında değişir. Bu nitelikli haller arasında mağdurun bir kamu görevlisi olması (avukat, hakim, memur vb.) ve hakaretin bu görevle ilgili olması, ayrıca kişinin mensup olduğu dinin kutsal değerlerine veya din özgürlüğünün kullanılmasına hakaret edilmesi bulunmaktadır. Bu durumlar, cezanın ağırlaştırılmış nitelikli hakaret suçu olarak değerlendirilmesine neden olabilir.
Alenen Hakaret Suçu Cezası (TCK 125/4)
Hakaretin alenen işlenmesi durumunda ceza, 1/6 oranında ayrıca arttırılacaktır. Örneğin, bir televizyon programında veya bir cadde üzerinde yüksek sesle hakaret etmek, hakaret suçunun alenen işlenmesine yol açar.
Aleniyetin gerçekleşmesi için olay yerinde başkalarının bulunması yeterli olmadığı gibi bir şart da değildir. Ölçü, hakaret içeren söz veya davranışın belirlenemeyen sayıda kişi tarafından görülme, duyulma ve algılanabilme olasılığının bulunduğu durum olarak tanımlanmaktadır. Hakaret suçunda aleniyetin gerçekleşmesi için herhangi bir sınırlama olmaksızın herkese açık yerlerde işlenmesi gerekmektedir. Ancak, bu herkese açıklığın tanımı zaman içinde değişebilir. Örneğin, evden gönderilen bir mesajın neden olduğu sosyal medya üzerinde gerçekleşen hakaret durumu da aleniyet olarak kabul edilebilir.
Kurul Halinde Çalışan Kamu Görevlilerine Hakaret Suçu Cezası (TCK 125/5)
Kurul halinde görev yapan kamu görevlilerine görevleri nedeniyle hakaret edilmesi durumunda, zincirleme suç hükümleri gereği belirlenen cezanın miktarı ayrıca 1/4 ile 3/4 arasında arttırılacaktır. Örneğin, kamu görevi icra eden disiplin kurulu heyetine veya mahkeme heyetine yönelik hakaret suçlarında, suçun nitelikli şeklinden kaynaklı ceza daha da arttırılacaktır.
Karşılıklı Hakaret Suçu ve Cezası TCK 129/3
TCK madde 129/3’e göre, hakaret suçunun iki kişi tarafından karşılıklı işlenmesi durumunda, “karşılıklı hakaret suçu” ortaya çıkar. Karşılıklı hakaretin aynı zaman diliminde gerçekleşmesi şart değildir. Örneğin, medya aracılığıyla kendisine “yılan” denildiğini öğrenen bir kişinin, birkaç gün sonra karşı tarafa “kertenkele” demesi durumunda karşılıklı hakaret suçu oluşur.
Karşılıklı hakaret suçu işlendiğinde, mahkeme taraflardan birine veya her iki tarafa ceza vermeme veya cezayı 1/3’e kadar indirme yetkisine sahiptir.
TCK 125 Hakaret Suçu :
Hakaret
Madde 125:
(1) Bir kimseye onur, şeref ve saygınlığını rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnat eden (…) veya sövmek suretiyle bir kimsenin onur, şeref ve saygınlığına saldıran kişi, üç aydan iki yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır. Mağdurun gıyabında hakaretin cezalandırılabilmesi için fiilin en az üç kişiyle ihtilat ederek işlenmesi gerekir.
(2) Fiilin, mağduru muhatap alan sesli, yazılı veya görüntülü bir iletiyle işlenmesi halinde, yukarıdaki fıkrada belirtilen cezaya hükmolunur.
(3) Hakaret suçunun;
Kamu görevlisine karşı görevinden dolayı,
Dini, siyasi, sosyal, felsefi inanç, düşünce ve kanaatlerini açıklamasından, değiştirmesinden, yaymaya çalışmasından, mensup olduğu dinin emir ve yasaklarına uygun davranmasından dolayı,
Kişinin mensup bulunduğu dine göre kutsal sayılan değerlerden bahisle, İşlenmesi halinde, cezanın alt sınırı bir yıldan az olamaz.
(4) (Değişik: 29/6/2005 – 5377/15 md.) Hakaretin alenen işlenmesi halinde ceza altıda biri oranında artırılır.
(5) (Değişik: 29/6/2005 – 5377/15 md.) Kurul hâlinde çalışan kamu görevlilerine görevlerinden dolayı hakaret edilmesi hâlinde suç, kurulu oluşturan üyelere karşı işlenmiş sayılır. Ancak, bu durumda zincirleme suça ilişkin madde hükümleri uygulanır.
Hakaret Suçunun Özellikleri
Soruşturma Usulü
Hakaret suçunun temel hali, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’na göre takibi şikayete bağlı bir suçtur. Bu, demek oluyor ki cumhuriyet savcısı, mağdurun şikayeti üzerine soruşturma işlemlerine başlayabilir. Ancak, TCK’daki şekli bakımından hakaret suçunun kamu görevlisine, dini, siyasi, sosyal, felsefi inanç, düşünce ve kanaatlerini açıklamasından, değiştirmesinden, yaymaya çalışmasından, mensup olduğu dinin emir ve yasaklarına uygun davranmasından dolayı ve kişinin mensup bulunduğu dine göre kutsal sayılan değerlere hakaret etmesi de mümkündür.
Eğer hakaret suçu kamu görevlisine karşı görevinden dolayı işleniyorsa (Cumhurbaşkanına hakaret dahil), şikayet bir dava şartı olmaktan çıkarılmıştır. Bunun temel sebebi, kamu yönetiminin itibarının korunmasının kamu görevlisinin şeref ve itibarından daha öncelikli olmasıdır. Sonuç olarak, hakaretin diğer şekilleri bakımından ise şikayet, hala soruşturma şartı olmaya devam etmektedir.
Kovuşturma Usulü
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 125. maddesinin 3. fıkrasında belirtilen “kamu görevlisine karşı görevinden dolayı işlenmesi” durumunda (Cumhurbaşkanına hakaret de dahil), hakaret suçunun soruşturulması ve kovuşturulması şikayete tabi olmayıp re’sen gerçekleştirilir. Ancak, diğer tüm durumlarda hakaret suçunun soruşturulması ve kovuşturulması, mağdurun/mağdurenin veya belirli şartlar mevcut olduğunda suçtan zarar gören üçüncü kişilerin şikayetine tabidir.
Gözaltı Hükümleri
Hakaret suçunu oluşturan eylem ve davranışlar, hukuka aykırı olmakla birlikte, nitelik itibariyle hürriyetin kısıtlanmasıyla ölçülü olmayan bir haksızlık derecesine sahiptir. Bu nedenle, yalnızca bu suçun varlığı gerekçesiyle bir kişinin gözaltına alınması, hukuka aykırı olacaktır.
Tutuklama Tedbiri
CMK’nın 100. maddesi uyarınca tutuklama hükümlerinin uygulanabilmesi için kuvvetli suç şüphesini gösteren somut delillerin ve bir tutuklama nedeninin varlığının olması gerekmektedir. Ancak, bu madde kapsamında sayılan suçlar arasında TCK 125 hakaret suçu bulunmamaktadır. Dolayısıyla, teorik olarak mümkün olsa da, ölçülülük prensibi göz önünde bulundurularak, yalnızca hakaret suçunun işlendiği gerekçesiyle tutuklama tedbirine hükmedilmemesi önemlidir.
Buna rağmen, sulh ceza hakimi, şüpheli veya sanığın davranışlarından dolayı delillerin yok edilmesi, gizlenmesi veya değiştirilmesi, tanık, mağdur veya başkaları üzerinde baskı yapılması girişiminde bulunma gibi durumlarda kuvvetli şüphenin mevcut olduğu durumda tutuklama koruma tedbirine karar verebilir. Ancak bu kararın, ölçülülük prensibine uygun bir şekilde verilmesi önemlidir.
Uzlaşma Kurumu
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 253. maddesi uyarınca soruşturulması ve kovuşturulması takibi şikayete bağlı olan suçlar uzlaştırma kapsamındadır. Bu bağlamda, hakaret suçu da uzlaştırma kurumunun işletilebileceği veya uzlaşılabilecek suçlar arasında yer alır. Ancak, kamu görevlisine karşı görevinden dolayı işlenen hakaret suçu ve cumhurbaşkanına hakaret suçu uzlaştırma kapsamında bulunmayan suçlardır. Çünkü bu suçların takibi, şikayete tabi olmayıp suçun mağduru kamu görevlisi veya kamudur.
Korunan Hukuki Değer
Hakaret suçunda korunan hukuki değer, TCK 125’e göre şeref ve sosyal saygınlıktır. TCK 125’in gerekçesinde de hakaret fiilinin cezalandırılmasıyla korunan hukuki değerin, bireylerin şerefi, haysiyeti ve namusu, toplum içindeki itibarı ile diğer fertler nezdindeki saygınlığı olduğu açıkça belirtilmektedir.
Hakaret Suçunun Unsurları
1-Maddi Unsur
a-Fail
Bu suç açısından fail herhangi bir özellik taşımamaktadır. Kadın veya erkek, herhangi bir birey bu suçun faili olabilir. Ancak detaylı bir inceleme yapıldığında, kanun koyucunun hakaret suçu bakımından tüzel kişilerin (şirket, dernek, vakıf vb.) sorumluluğunu kabul etmek istemediği sonucuna varılmalıdır.
b-Mağdur
TCK 125’de “bir kimse” denmektedir. O halde mağdurun sıfatı herhangi bir özellik taşımamaktadır. Dolayısıyla suçun mağduru herhangi bir kimse olabilecektir.
c-Fiil
TCK 125. madde, suçun oluşması için somut bir fiil veya olgu isnat edilmesini veya sövmeyi gerektirir. Bu nedenle suç unsurunun oluşması için mağdura yöneltilen isnadın belirli olması şart değildir. Önemli olan, isnat edilen fiil veya olgunun, veya sövmenin “bir kimsenin onur, şeref ve saygınlığını rencide edebilecek nitelikte” olup olmamasıdır. Eğer bu nitelikte değilse, mağdurun kendi şerefinin ve onurunun lekelendiğini iddia etmesi yeterli değildir. Her olayın kişisel ve sübjektif olduğu, meydana gelen hukuka aykırılığın değerlendirilmesi ve haksızlık derecesinin belirlenmesi bakımından objektif bir değerlendirmeye tabi olacağı önemlidir. Başka bir deyişle, kişinin kendi şeref ve onuru hakkında gösterdiği aşırı hassasiyet, fiile böyle bir nitelik kazandırmaz.
TCK 125. madde gereğince, “Mağdurun gıyabında hakaretin cezalandırılabilmesi için, fiilin en az üç kişiyle ihtilat ederek işlenmesi gerekir.” hükmünü içermektedir.
2-Manevi Unsur
Bu suç, kasten işlenebilen bir suçtur. TCK’da ayrıca belirtilen suçlardan olmadığı için taksirle işlenmesi mümkün değildir. Bu, failin fiili işlerken kastının, madde tarafından öngörülen hukuki değeri ihlal ederek suçun unsurlarını gerçekleştirmeye yönelik olması gerektiği anlamına gelir.
Suçun Özel Görünüş Hâlleri
Suça Teşebbüs
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 35. maddesinde düzenlenmiştir. Suça teşebbüs, kişinin, işlemeyi kastettiği bir suçu elverişli hareketlerle doğrudan doğruya icraya başlayıp da elinde olmayan nedenlerle tamamlayamaması durumunu ifade eder.
Teşebbüs aşamasında kalmış bir eylem için verilecek ceza, meydana gelen zarar veya tehlikenin ağırlığına göre belirlenir. Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası yerine onüç yıldan yirmi yıla kadar, müebbet hapis cezası yerine dokuz yıldan onbeş yıla kadar hapis cezasını içerir. Diğer durumlarda ise verilecek ceza, cezanın dörtte birinden dörtte üçüne kadar indirilir.
Hakaret suçu, tehlike suçu olması nedeniyle kural olarak teşebbüs kapsamında değildir. Ancak, örneğin, fail hakaret içeren bir mektubu postaya verir ve bu mektup mağdura ulaşamadan mağdurun karısı tarafından açılır ve imha edilirse, suçun teşebbüs aşamasında kaldığı söylenebilir. Bu durumda, hakaret suçunun huzura eşit sayılan yazılı araçlardan biriyle işlenmiş olması haline münhasır olmak üzere, bu suça teşebbüs mümkündür.
Suça İştirak
Suça iştirak, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 37. maddesinde “Faillik”, 38. maddesinde “Azmettirme”, 39. maddesinde “Yardım Etme” ve 40. maddesinde “Bağlılık Kuralı” başlığı altında düzenlenmiştir. Ancak, suça iştirak bu suç bakımından bir özellik göstermez.
Suçların İçtimaı
Hakaret suçunun birden fazla farklı kişiye karşı işlenmesi durumunda, mağdur sayısınca suçun oluştuğu ifade edilmelidir. Hakaret suçu, zincirleme suç şeklinde de işlenebilir. Örneğin, bir suç işleme kararının icrası kapsamında aynı şahıs hakkında farklı zamanlarda hakaret suçu işlenebilir. Bu durumda, aynı fiille aynı zamanda birden fazla kişiye karşı da işlenebilecektir. Ancak, bu durumda tek bir cezaya hükmedilecek, ancak bu ceza, dörtte birinden dörtte üçüne kadar arttırılacaktır. Hakaret suçunda içtima hükümlerinin uygulanmasına engel bir durum söz konusu değildir.
Tekerrür
Suçta tekerrür ve özel tehlikeli suçlular, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 58. maddesinde düzenlenmiştir. Önceden işlenen suçtan dolayı verilen hüküm kesinleştikten sonra yeni bir suçun işlenmesi halinde, tekerrür hükümleri uygulanır. Bu kapsamda cezanın infaz edilmiş olması gerekmez.
Şüphelinin adli sicil kaydında sabıkası varsa ve silinme koşulları henüz oluşmamışsa, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 58. maddesi uyarınca, tekerrüre esas sabıkası bulunduğu takdirde, tekerrür hâlinde hükmolunan ceza, mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilir. Ayrıca, mükerrir hakkında cezanın infazından sonra denetimli serbestlik tedbiri uygulanır.
Hukuka Aykırılık
Suç ve cezalarda kanunilik ilkesi geçerlidir. Bu nedenle suç ve ceza öngören kanunlardaki düzenlemelerde suçun unsurlarını meydana getiren fail cezalandırılır. Ancak, bir hukuka uygunluk sebebi veya kusurluluğu ortadan kaldıran bir sebep bulunduğu takdirde, fiil ya hukuka uygun hale gelir ve suç unsuru oluşturmaz ya da kusur yeteneği ortadan kalktığı ölçüde ceza verilemez.
Hakaret suçunda, hukuka aykırılığı kaldıran neden olarak, tahrik edici fiilin muhatabının rızasının bulunması, fiili suç olmaktan çıkarır.
Hakaret Suçlarında Görevli Mahkeme
Hakaret suçunun cezası, üç aydan iki yıla kadar hapis veya adli para cezası olarak belirlenmiştir dolayısıyla hakaret suçu bakımından görevli mahkeme Asliye Ceza Mahkemesidir.
Hakaret Suçlarında Yetkili Mahkeme
Çeşitli ihtimaller Ceza Muhakemesi Kanunu’nda düzenlenmiş olmakla birlikte ve somut olayın özelliklerine göre değerlendirilmesi gerekmekle birlikte, hakaret suçunun kovuşturma aşamasını yürütecek olan yetkili yargı mercii esasen hakaret suçunun işlendiği yer mahkemesidir.
Hakaret Suçu ve Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması
Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması (HAGB), sanığın 5 yıl boyunca gözlenmesini içerir ve bu süre zarfında verilen hüküm herhangi bir sonuç doğurmaz. İsminden de anlaşılacağı gibi, henüz açıklanmış bir hüküm bulunmamaktadır. Sanık, bu süre içinde yeni bir suç işlemezse, hakkındaki dava düşer ve herhangi bir sonuç doğurmaz.
HAGB kararı verilmesinin önemli şartlarından biri, mağdurun uğradığı zararın giderilmesidir. Hakaret suçu bağlamında dikkate alınması gereken önemli bir husus, HAGB kararı için suçtan kaynaklanan doğrudan bir maddi zarar olmadan, zararın giderilmesi şartının aranmamasıdır. HAGB için kişinin uğradığı manevi zarar dikkate alınmaz.
Kategoriler
Son Yazılar
Arşivler